BtcTurk CEO’su Özgür Güneri ve Barış Ertül’ün Bitcoin’i ve ekonomik gelişmeleri değerlendirdiği Alternatif Piyasalar’ın ikinci bölümünü kaçırmayın.
Bu bölümde aşağıdaki soruların cevaplarını bulabilirsiniz:
Kolay para neden değersizleşiyor?
Dolarda beklemek neden tehlikeli?
Alım gücümüz için nasıl bir stratejiye ihtiyacımız var?
Covid-19 sonrası dünyada Bitcoin‘in avantajları
Halving‘e doğru: Önceki yarılanmalarda neler oldu?
2. bölümü şimdi izleyin:
Barış Ertül: Özgür en son bıraktığımız yerde sana çok önemli bir tespit yapmıştın. Merkez bankalarının para politikaları ile ilgili bugüne kadarki bütün eleştirilerimi rafa kaldırıyorum. Çünkü para basılması hep eleştirdiğimiz bir şeydir. Çünkü arzı arttırdığında elimizdeki paranın alım gücü düşer. Bu basit bir İktisat kuralıdır. Her zaman da kötü yönetilen bir ekonomide para basılmak zorunda kalınır ve paranın değeri düşer. Bu hep eleştirilen bir konudur ama içinde bulunduğumuz durum öyle bir noktaya taşıdı ki şartlar hem yerel hem de dünya çapında global anlamdaki yanlışlıklar bir türlü üretime, sokağa hane halklarının gelirlerine yansımayan sanal bir varlık o balon dediğimiz hadise ve bugün geldiğimiz noktada senin de böyle eleştirilerini rafa kaldırmana sebep oldu.
Artık çok acilen para basılması lazım. Bunu bütün devletlerin yapması lazım ama bu paranın yine finansal enstrümanlar da halka doğrudan halka ulaşması lazım dedin. Çünkü halkın ihtiyacı var. Karşılıklı mutabık olduğumuz konu bu basılan paralar için Türkiye’de basılıyor, Amerika’da basılıyor, Euro bölgesinde de basılıyor. Bu paralar hakikaten yine bankalara kurtarılması gereken o irili ufaklı finansal kuruluşlara giderse yine halka yansımazsa alım gücünde yaratacağı zayıflıktan, açıklanan enflasyon ondan dolayı fakirin daha da fakirleşmesine sebep olacak. Çok daha büyük balona gideceğiz. Belki birkaç yıl öteleyeceğiz. Sonra daha da büyük felaketle karşılaşacağız.
Kaldı ki içinde bulunduğumuz 1929 Burhan’ı ile karşılaştırıyorlar ve daha büyük bir buhranın içindeyiz diyorlar. Bu balonun daha da büyüdüğünü düşünemiyorum. O noktada balon diyoruz. Balonun tam olarak ne olduğunu ekonomistlerin nasıl tasvir ettiğini bizi izleyenler bilsinler. İş Yatırım dış işlemler müdürünün sunumunda bir grafik vardı. O grafik çok güzel anlatıyordu. Balon olarak tabir ettiğimiz durumu matematiksel ifadesini çok net görmüştüm. Amerikan hane halkını gelirini grafikte gösteriyordu. Amerikan hane halkı geliri yıllar içinde yavaş bir eğilimde olsa sürekli yükselen bir grafik içerisinde. Onun üzerine borsa gelirini koyuyor. Borsa getirisi dediğimiz Amerikan borsasındaki şirketlerin değerleridir. O değerlerin yükselişi Amerikan hane halkının gelirinin çok üzerinde ve ayrışarak gidiyor. O ayrışma ne kadar büyür ise bu da balon olarak ifade ediliyor. Çünkü bir noktada o borsalardaki üretilen zenginlik günün sonunda bir yerde kırılıp sert bir şekilde hane halkı gelirine doğru düşüyor. Buna da balonun patlaması olarak ifade ediliyor.
Geçmişte bir internet balonu vardı. Grafikte onu gösteriyordu. Daha büyükçe olan emlak balonu. En sonunda bugün geldiğimiz noktada daha koronavirüs yokken olmuş olan bir sunumdu. Yani hane halkının gelirini sokaktaki insanın bizlerin geçinen insanların gelirleriyle borsalarda, bizim borsamız da dahil Amerikan borsası dahil zaten çoğunlukla beraber hareket ediyorlar. O arada o kadar büyük bir fark olmuş ki bütün bugüne kadarki balonların üzerinde bir fark var. “Her şeyin balonu” olarak artık buna bir isim takamıyoruz. Mevcut para sistemin, ekonomik düzenin global anlamda büyük bir balon olarak patlamaya gittiğini söylüyor. Arkasından hangi vadede olur. 2020 mi 2021 mi 2022 mi olur? 2020’de olması pek beklenmiyor. Böyle devam eder falan denirken koronavirüsü çıktı. Koronavirüs ile beraber işte balonun şu anda aslında patladığını görüyoruz.
Koronavirüs ile petrol ihtiyacının azalmasıyla beraber bir anda petrolü koyacak yer bulamadılar. Amerikan petrolünde Mayıs teslimatı tarihte görülmemiş bir şekilde eksi rakamlara geçti. Yani 1 varil petrol alıp fiziki olarak stoklayabiliyorsanız size üstüne para veriyorlar. Petrol için para istemiyorlar. Bu hiç görülmemiş şeyler bunun gibi hem finansal düzende hem de emtialarda inanılmaz değişiklikler oluyor. Hayatımız bundan sonra değişiyor. Bu tanım çerçevesinde finansal piyasaların nasıl çöktüğünü mevcut varlıklarımızın, alım gücümüzün petrol dolar sistemi diye konuşulur. Petrol ile dolar arasında yakın bir ilişki vardır. Sen bir ifade kullandın doları çok elde tutmak tehlikeli bir hal alacak. Dolara müthiş talep var ama bu durum geçici. Sınırsız ve karşılıksız basılacak dolarların bir sonucu olacak mutlaka dolayısıyla bizim kendimizi korumamız için finansal stratejiye ihtiyacımız var.
Buradan başlayalım. Basılan paralar halka ulaşsa dahi doların nasıl tehlikeli bir hal aldığını ve bizim nasıl bir finansal stratejiyle, kendimizi nerede koruyabiliriz? Bundan sonraki petrol veya dolar olası müthiş değer kayıplarında biz alım gücümüzü fırsatlara dönüştürme açısından hem de elimizde olanı fakirleşmeden korumak için ne yapmalıyız?
Özgür Güneri: Barış çok güzel bir özet yaptın. Buraya gelirken aslında piyasalar açısından bahsediyorum. Geçmişte yaşadığımız birçok sıkıntının ve problemin katlanarak gelmesi sonucunun yaşıyoruz. Hep Bitcoin Kripto paraları volatilite anlamında haklı bir eleştiri. Bunu kesinlikle Bitcoin volatilite bir enstrüman değildir. Çok güvenli bir limandır. Fiyatı zaten çok fazla hareket etmiyor demek için ya matematik bilmek ya da Finans bilmek çok at gözlüğüyle Bitcoin’e bakıyor olmak lazım. Bitcoin çok volatilite bir varlık. Benim genel ana senaryom şuna dayanıyordu. Dünyadaki küresel enstrümanların volatilitesi ile Bitcoin’in volatilitesi bir yerde buluşacaklar. Bitcoin volatilitesi dünyada alıştığımız onlarca yıl içerisinde oluşan gelişmiş ülke hisse senetleri olabilir. Onlar en düşük volatilite olur gelişmekte olan ülkelere doğru gittikçe artar veya farklı finans enstrümanlarında dalga boyutu büyür.
Dünyanın teknoloji ve finans likidite açısından öyle bir bolluğa geldi ki yakın dostlarım bana nasıl petrol alacağını soruyor. Adam sokağa çıkamıyor evinde oturuyor. Belki bazılarının işi bile durmuş durumda ama petrol fiyatını oturduğu yerden treyt etmeyi düşünüyor. Güzel ama işin özüne baktığımızda piyasalardaki geçişkenlik paranın çoğalması likiditenin artması tabii ki teknoloji yani ellimizdeki cep telefonu ile çeşitli emtiyaları varlığı, kripto paraları diğer finansal enstrümanları rahatlıkla alıp satabiliyoruz. Dolayısıyla dünya bu kaygan zemin içerisinde eski alışkanlıklarımız çok geride kalacak.
Programın başında belirttiğin gibi burada birkaç tane öncelik olması lazım. Bir tanesi bugünden yarına geçilmek zorunda olan istihdam sağlamak zorunda olan maddi kaynağı ihtiyacı olan çok geniş insan kitleleri var. Türkiye’de de var dünyada da var. İnsanlar işine gidemiyor. Hizmet satamıyor. Ortaya değer koyma şansını kaybetmiş durumda. Bence tüm dünya olarak en öncelikli konunun bu olması lazım. Yoksa vadeli kontratlarda petrol şu olmuş bu olmuş. Bunlar olacak. Önümüzdeki dönemde petrolde olan yarın Kripto paralar da olabilir altında olabilir. Ana ayrıştırıcı konu ise doğru varlıkları seçmek. Eğer bu likidite bollaştığında para bir süre sonra aşırı korkular nedeniyle farklı varlık sınıfları arasında hızlı geçişleri yapmak yerine bazı sağlam limanlarda toparlanmaya başladığında biz gerçek güvenli limanları göreceğiz.
Dışarda hayatımızda görmediğimiz kasırga varken fiyatı daha az düşüyor ama önemli olan bu nakit sisteme tamamı ile girdiğinde hangi kanallardan ekonominin hangi taraflarına yayılacak. Sizin varlığınız nakitten sağlam varlıklara doğru zamanda geçmediyseniz orta ve uzun vadede eriyecek. Dolayısıyla bu anlamda bireysel yatırım stratejisi olarak orta ve uzun vadede likiditesi yüksek olan yatırım teması aklınıza yatan ve tabii ki en önemli konu sağlam temelleri olan varlıklara doğru kaymak. Mesela bazı petrol şirketleri çok değer kaybetti. Eminim orada da fırsatlar var.
Şu anda hiçbir finansal piyasa oyuncusu bu bireysel olabilir profesyonel olabilir. Yayın öncesi seninle sohbet ediyorduk. 30 yıldır bu işin içindeyiz. İlk defa böyle bir şey görüyoruz. Sen çok güzel bir şey söyledin. 80 yıldır bu işin olanlarda bunu ilk defa görüyor. 100 yaşında portföy yöneticisi ilk defa deneyimliyor. Bu açıdan baktığımızda sadece bireyler için değil.
Profesyoneller içinde bilinmedik anlaşılmadık öngörmesi çok zor zamanlardan geçiyoruz. O yüzden burada asıl konu bence fiyat hareketlerini yakalamaktan ziyade kendi yatıran felsefenizi kendi risk algınıza uygun olacak şekilde varlık sınıfları içerisinde bir portföyü oluşturmak. Geçmiş yıllarda 2001 kriz olsun 94’deki kriz olsun Türkiye’de yaşadıklarımıza bakıldığında o zaman da dolar kısa vadede çok büyük prim yapar değerlenirdi. Birkaç günde hemen yukarı giderdi. Ciddi bir devalüasyon olurdu. Bir sabah uyanırdık. Türk Lirası %40 değer kaybetmiş. Diğer taraftan sizin sağlam varlıklarınız yani İstanbul’un güzel bir yerinde arsanız, eviniz varsa ekonomi büyüyor ise onun değeri dalgalanmalara rağmen artmaya devam etti. Kimler zarar gördüler? Pozisyonu dandik varlıklarda duran veya siz 94 yılında devalüasyon oldu diyelim. Dolarla girdiniz çok güzel öngördünüz. Paranız 3 yıl, 5 yıl daha dolarda devam ettiyseniz.
Şu anda bence küresel olarak nakitte kalmak önemli ama uzun vadeye bakıldığında bunun bozuk saatin günde iki kere doğruyu göstermesi gibi bugün için doğru olan stratejinin ileri vadede kesinlikle farklı varlık sınıflarına kayması şeklinde olması gerektiğini düşünüyorum. Bunun krizi nakit ve kredi girip tüm kriz nakitleri çekip krizin sonunda gelişebilecek işler, fırsatları da nakitle karşılayan insanlar için büyük kayıplar söz konusu olacak orta vadede.
Barış Ertül: Bu noktada sana destekleyici ilave yapmak istiyorum. Başta Bitcoin’i volatilite buluyorlar demiştin. Her şey o kadar volatilite oldu. Bitcoin belli bir noktadan sonra o volatiliteden sonra daha normalleşeceği diğer ürünlere göre çok daha ciddi bir prim yaptıktan herkesin elde ettiği andan sonra bu olacak diye konuşulurdu. Bu öyle olacak olamayacak. Bunu ancak zaman gösterir. Şu bir gerçek Bitcoin arz ve talebin belli bir noktada oluştuğu ve normalleştiği güne kadar önce bir kere diğer varlıklar volatilite hepsi çorba oldu. Hep böyle kriz dönemlerinde ve büyük kriz dönemi geçiş döneminde olan şeylerdir. Çok önemlidir yatırım anlamında bizi takip edenlerin strateji belirlerken çok önemli olarak kenara not etmeleri gereken şey bizim 30 yıllık zaman zarfında gördüğümüz krizlerde seninle geçen 91-94, 98-2001-2008 diye sıralanmış. Hepsinde bir kural var. Her şey çok volatilite olduğunda ve her şeyin fiyatı sürekli inip çıktığında oradan oraya geçmek kağıt üstünde çok hoş gelir ama o dönemde bir adım geri çekilip ne olduğunu resmi iyi okuyup ve bu toz duman indiğinde neresi pozitif ayrışacak kağıtlar yeniden karıldığında ne cazip olacak ve ayrışacak diğerlerinden bu volatilite bittiğinde bunu öngörmek lazım. Bugün hareket etmekten petrol düştü. Petrol alayım. Oradan dolar alayım. Altın düştü hemen altın alayım. Ondan sonra borsalar düşmüş olur Akbank hissesi alayımdan ziyade bu dönemde bir adım geri çekilip sakin olup bu fiyat iniş çıkışlarının arasında bu olaylar bittiğinde hayat normalleşmeye başladığında ne yok olacak ne var olacak ne cazip olacak? Onu tespit etme dönemi. İşlem yapma dönemi değil. Tespit ettiğinizde alım gücünüze göre paraya olan ihtiyacınıza kısa orta uzun vadede çünkü aydan aya yaşayan insanlar var. Çok ufak birikim yapabilenler var veya çok büyük birikim olanlar da var. Dolayısıyla herkes kendine göre risk alma eşiğine göre tutabileceği çok kısa vadede ihtiyaç duymayacağı paraları belirleyip onları da orta uzun vadede nerelere yatırırsam bu işler normalleştiğinde çok farklı bir yere doğru gider. Diğerlerine göre getirisi daha yüksek olur. Bundan sonraki alışkanlıklarımıza hayat tarzımıza göre neye talep olacaktır? Aslında bu sorunun cevabını bulma dönemi
Özgür Güneri: Risk çok yüksek, dalga boyutu çok yüksek, volatilite görmediğimiz seviyelere çıkmış durumda dolayısıyla her gün piyasada aktif bir şekilde hareket etmeye çalışmak riskli. Bizi izleyen bazı kullanıcılarımızın veya değerli izleyenlere herkese uyacak yatırım stratejisi geliştirmek çok zor ama bu krize nakitle girenler bile doğru zamanda doğru varlık sınıflarına eğer portföylerini dağıtmazlarsa bir süre sonra ben o nakit yüzünden getiri anlamında ve daha da önemli varlıklarını orta uzun vade koruma anlamında risklerle karşılaşabileceklerini düşünüyorum. Sağlam varlıklar nedir? Sağlam varlıkları birkaç şeye bölmek lazım. Bir tanesi değişen ve hızla gelişmekte olan dünyanın geleceğinde daha fazla söz sahibi veya etkisi olabilecek ürün veya hizmetleriyle insanların hayatında daha fazla yer kaplayabilecek şirketlerin hisse senetleri. Hisse senetleri bu tür zamanlarda insanları korur. Arkadaştan duydum değil düzgün şirketlere gerçek temel değerlerine bakarak şirketin önümüzdeki yıllardaki büyümesine pazarının büyümesine ürünlerine güveniyorsanız paranın bir kısmını hisse senedine yatırmak çok doğru bir fikir. Diğer taraftan sağlam varlıklar doğru varlıklar. Benim bakış açıma göre bunların başında Bitcoin ve altın. Çünkü bugünden yarına kolaylıkla üretilmesi mümkün değil.
Bitcoin’in piyasa değeri toplamda baktığında i 200-250 milyar dolar arası gibi büyüklüğe sıkışmış durumda. Bitcoin’e bakıyorum canlı olarak 125 milyar dolar piyasa değeri var. Bu açıdan bakıldığında aslında gerçekçi olmak gerekirse FED’in trilyonlarca doları sadece birkaç günde bastığı bir ortam 120 milyar dolar piyasada olarak varlığın dünya üzerine bu kadar çok konuşuyor olması o kadar çok göz önünde olması bir yandan garip geliyor. Trilyonlarca ortalıkta dolaşırken kaldıraçlı FX piyasasında her gün onlarca trilyon dolarlık işlem olurken piyasa değeri sadece 125 milyar dolar olan bir Bitcoin’in varlığının başka dengeler açısından kıymetli olduğunu düşünüyorum. O açıdan baktığınızda ben bir portföyüm belirli bir nakdim vardı. Daha sonra bu nakit içerisinde bir dağıtım yapmaya karar verdim. Şahsen varlığımı Türkiye’de olabilir. Küresel ölçekte çalışan şirketler olabilir veya başka bir piyasada olabilir. Sağlam şirketlerin hisse senetlerine veya sağlam varlıklara yatırmayı tercih ederdim. Zaman zaman kripto paralar konusunda Bitcoin farklı bir yerde duruyor. Bunun nedeni merkeziyetsiz olması. Özellikle şu yaşadığımız kriz aslında merkezi yapıların ne kadar sıkıntılı olduğunu ortaya çıkardı. Ne yazık ki koronavirüs dağınık veri tabanı gibi çalışıyor. Yani sınır tanımıyor. Yaş tanımıyor. Dil, din, ırk, sınır ve ülke hiçbir şey tanımıyor. Dolayısıyla dağınık yapı içerisinde böyle belirli bir yere izole veya formüle edebileceğiniz bir şey değil ve öyle kripto paralar var ki kurucusu ortadan yok olsa koronadan adama bir şey olsa yarın network’ün ne olacağı konusunda soru işaretleri var. O yüzden Bitcoin’in bağımsız olması özellikle böyle zamanlarda birkaç kişinin sağlığına, kararlarına, politik görüşlerine aykırı olan veya onunla paralel olabilecek bir yapı değil. Ne kadar kripto para basılacak? Ne kadar kripto para üretilecek? Bunun tamamı gayet net bir şekilde. Bugünden yarına genişlemeci politikası olan bir varlık bulmak dünya finans piyasası üzerinde bulmak oldukça güç. Çünkü bono ya da hisse senedi alıyorsunuz. Şirket yenisini ihraç ediyor. Elinde çok para var bunları geriye alabiliyor. Birçok farklı enstrüman kullanabiliyorlar. O yüzden benim önümüzdeki dönem portföy önerim yüzdeleri kişiye göre değişmekle beraber sağlam şirketlerin hisse senedi, altın ve Bitcoin olurdu. Onun dışındaki varlıklar daha da volatilite olmaya ve bizi şaşırtmaya devam edecek.
Barış Ertül: Karar verirken sağlam varlıklar, cazip varlıklar nedir derken önemli olan önümüzü görebilmemiz ve bu kadar bilinmeyenin içerisinde koronavirüs sadece bir çarpan fonksiyonu önceden de bu şartlar çoğunlukla geçerliydi. Para politikası belli olan öngörebileceğimiz. Bizi sürprizlerle şaşırtıp oyunun kuralını oyun esnasında değiştirmeyecek varlıklar. Onun için altın ve Bitcoin söylüyorsun diye tahmin ediyorum. Altında da üretim kısmen kontrol edilebiliyor olsa da altının ne kadar arz edilebileceği kısılabileceğini öngörebilirsiniz ama arzını inanılmaz şekilde arttıramazsınız. Bu yüzden tarih boyunca referans altın üzerinden yapılmış. Bitcoin’de para politikasında tek bir değişiklik yapamayacağınız bir varlık. Kodunda bu yazılmış onun için dijital altın olarak ifade edilmiş.
Özgür Güneri: Altının şöyle bir farkı var. İnşalar küresel olarak çok büyük endişe duymaya başladılar. Altına hücum ettiler. Altının onsu 5 bin dolar olursa bugüne kadar hiç çıkarılmamış altında üretime girmek için bir fırsat bulacak. O da altın için orta uzun vadede bir risk. Bitcoin’de o riskte yok. Bitcoin fiyatı 1 milyar dolarda olsa 1 dolarda olsa 10 dakika sonra kaç Bitcoin üretileceği net.
Barış Ertül: Orada altın ile Bitcoin’in benzediği ama Bitcoin’in altına nazaran avantajlı olduğu noktaya gidiyoruz. Bu bir döngü. Altının fiyatı çok arttığında arzını arttırmak mümkün senin söylediğin gibi çok maliyetli olduğu düşünülen bir madene girilebilir. Çünkü fiyatı çok yüksek. Çok maliyetli bunu kazmak zor denilen yerlere girilebilir. Yeter ki olduğunu bilin. Bitcoin’de şöyle bir durum var. Yarılanmaya çok yakınız şu an itibariyle 19 gün 22 saat kalmış. 4 yılda bir gelen ödül yarılanmasına Dolayısıyla baştan beri planlandığı şekilde azalarak devam ediyor. Bu da sürekli arzın azalması, yaratılan kıtlık taleple beraber fiyatı yükseltici etki bugüne kadar hep olmuş. Her 4 yılda bir Bitcoin büyük çıkışlar yapmış. Şu anda da büyük Bitcoin cüzdanlarının biriktirmeye süratle devam ettiğini görüyorum. Bu en büyük çöküşün olduğu 12 Mart günü tam 5 Milyon dolarlık Bitcoin el değiştirmiş. Bu da aslında Bitcoin piyasının dünya üzerinde ne kadar derin olduğunu gösteriyor. Nasıl bir alım gücü olduğunu gösteriyor. Bütün bunlar böyle ama bir döngü vardır. Değer saklama aracı hep bunun üzerinde duruyoruz. Yatırım yaparken alım gücümüzü korumak. Saklama aracı olarak Bitcoin kabul gördükçe fiyatı artıyor. Fiyatı artınca mine etmek daha cazip hale geliyor. Bitcoin kazmanın cazip hale gelmesi oraya sermaye yatırımı yapılıyor. Sermaye yatırımı yapıldığında Bitcoin’in merkeziyetsizliği güçleniyor. Daha güçlü Bitcoin zinciri yine değer saklama aracına geliyor yine fiyata doğru bir döngü var. Altında da bu böyle ama Bitcoin’de hiç oynayamadığınız para politikasında altında oynayabiliyorsunuz. Öbür tarafta Bitcoin yeni 10 yıllık bir varlık. Altın ise tarih boyunca var.
Yine başın lafına dönersek dolarda beklemek cazip. Her şeyin değeri düşüyor dolar hala dünyanın rezerv para birimi. Para boştayken ne yapacağınızı bilmediğiniz yerde normal bir insan bugün dolarda bekliyor. Fakat bu dolarda beklemeyi çok uzatırsa ilk hamleyi doğru yapıp ikinci hamleyi doğru yapamadığında bütün gelirini kaybetmek gibi.
Özgür Güneri: Bunlar senaryo gibi geliyordur ama bunları çok yaşadık gördük. Tecrübelerle sabit.
Barış Ertül: O noktada sürekli dolar basılan piyasaya sürüldüğü tabii halka ne kadar ulaştığı ayrı bir tartışma konusu ama çarpıcı bir örnek var. Şu an dolarda durmanın yanlış olduğunu kimse söyleyemez. Amerikan merkez bankası 1913’te kurulmuş. 107 yıl olmuş. Amerikan merkez bankası kurulduğu günden itibaren nasıl bir politika izlemiş ise dolar altın karşısında %98 değer kaybetmiş. Bu çok çarpıcı bir örnek. Bu aslında dünyanın rezerv para birimi olan doların ne kadar kötü yönetildiğini, ne kadar değer kaybettiğinin göstergesi. Bugün geldiğimiz noktada yüz küsür yılda üretilen doların kat ve kat fazlası birkaç yıl içinde üretildi. O bakımdan önümüzdeki vadede dolarda durmanın ve bir yerlerden dolara dönmenin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz.
Özgür Güneri: Çok güzel bir söz var. Bizim kripto para ve Bitcoin tarafında aslında zaman zaman gündeme gelen aslında özüne bakıldığında Bitcoin birçok insanın düşündüğünün tersine hızlı zengin olma aracı değil. Tam tersi yavaş yavaş fakirleşmemizin önüne geçen ve varlığımızı orta uzun vadede koruyan finansal varlık adayı olduğu için Bitcoin’e bu kadar inanıyorum. Asıl amacı bu sıkı para politikasıyla dünyada ihtiyaç duyulan bağımsız, şeffaf, anonim, merkeziyetçi olmayan buna rağmen sağlam finansal varlık adayı olmasından Bitcoin’i seviyorum. Bütün bu süreç senin bahsettiğin 1913 ve bugüne kadar olan süreç Bitcoin’in hızlı zengin olma aracı değil de yavaş yavaş fakirleşmeme aracı olduğunun altın yaklaşımıyla bir örneği aslında.
Barış Ertül: Koronavirüsün alışkanlıklarımızı nasıl değiştirdiğini dün geceki petrol hareketiyle gördük. Daha farklı emtialarla farklı şeyler göreceğimiz dönemdeyiz. Bitcoin nasıl alırız? Alacaksak nasıl bir stratejiyle almamız lazım bunları bir sonraki programda konuşalım. Şu Bitcoin yarılanma meselesi çok fazla soruluyor. Tam olarak 19 gün 22 saat kalmış vaziyette. 20 gün içerisinde olacak bir hadise. Her 4 yılda bir yarılanma dönemlerinde büyük çıkışlar olmuş çünkü arz sınırlanıyor. Bu da basit bir iktisat kuralı. Üretim maliyetine göre 20 gün içerisinde bu yarılanma gerçekleştikten sonra blok ödülünün her 10 dakikada bir blok ödülünün 12 buçuktan 6.25’e düşmesiyle beraber 1 Bitcoin üretmenin ortalama olarak dünya üzerinde maliyeti 14 bin dolar olacak. 14 bin doların altında kalırsa önümüzdeki 1 ay içerisinde yarılanma ile beraber. Bugüne kadar ki bütün yarılanmalarda hemen yarılanma ile beraber çıkış olmamış. Biraz vakit geçmiş. Öncesinde biraz çıkış olmuş. Sonra durulmuş. Yarılanmadan sonra biraz durduktan sonra büyük bir hareket olmuş. Her 4 yılda bir böyle olmuş. Burada da benzer hareketler bekleniyor ama 14 bin doların altında her fiyat bitcoin üretenlerin harcadıkları elektrik ve bilgisayar enerjisiyle ürettikleri Bitcoin’i tutma eğiliminde olduklarını gösteriyor. Çünkü satarlarsa zarar edecekler. Biriktirme eyleminde olduklarını gösteriyor. Tabii Satoshi Nakamoto’nun ilk programda da söylediğim gibi dünyadaki bütün varlıklar için ortaya koyduğu tanımı var. Her şey üretim maliyetine doğru hareket eder. Üretim maliyetinden düşük kalmışsa üretim maliyetine doğru hareket eder. Eğer maliyetinin çok üzerine çıkmışsa kar olur. Çünkü çok ucuz üretilebilen bir şey pahalıya satılıyordur. O da kar satışlarını getirir. Dolayısıyla hayatta her zaman büyük resimde üretim maliyetinin etrafında dolaşan bir talep trafiği görülür diye söylüyor. Bizi izleyenler bunu da akıllarında tutsun.